Ortaçağ’da İtalya’nın güneyindeki Sicilya Adası, birçok farklı kültürün etkisi altında kalmıştır. Bunlar arasında Roma, Bizans, Arap, Norman ve Alman kültürleri yer almaktadır. Sicilya Krallığı, 1130 yılında İtalya’nın güneyinde ve Sicilya Adası’nda Roger II tarafından kurulmuştur. Normanlar, İtalya ve Kuzey Afrika’yı fethetmeleriyle Sicilya Krallığı’nın genişlemesine katkıda bulunmuşlardır. Sicilya Krallığı, 12. yüzyılda sanat, mimari, edebiyat ve bilim alanlarında büyük bir gelişim yaşamıştır. Ancak, 1282 yılında Vesper Savaşı patlak vermiş ve Sicilya halkı Fransız hâkimiyetine karşı ayaklanmıştır.
Sicilya Krallığı, 15. yüzyılda İspanyol kökenli Aragon Hanedanlığı tarafından ele geçirilmiş ve 1816’ya kadar İspanya Krallığı’nın bir parçası olarak kalmıştır. Ortaçağ boyunca Sicilya Adası’nın tarihi, çeşitli kültürlerin birleşiminden oluşan benzersiz bir dizi olaya sahne olmuştur.
Sicilya Adası’nın Fethi
Sicilya Adası, tarih boyunca birçok uygarlığın egemenliği altında kalmıştır. Adanın Ortaçağ tarihindeki en önemli dönüm noktalarından biri, 827 yılında gerçekleşen Müslüman fethidir. Bu dönemde Araplar, Kürtler ve Berberilerden oluşan bir orduyla adaya saldırmışlardır. Adanın fetih süreci, yaklaşık 75 yıl sürmüş ve adanın büyük bir bölümü Arap kontrolüne geçmiştir. Bu süreçte, İslam kültür ve medeniyeti, adanın çeşitli yerlerinde etkili olmuştur. Adadaki İslami eserler, bugün hala araştırmacılar tarafından incelenmektedir.
Norman İstilası
11. yüzyılın başlarında, Normandiya Dükü Roger ve kardeşi Robert, önce İtalya’nın güneyine ardından da Sicilya’ya yerleşerek Normanlar için yeni bir başlangıç yaptılar. Robert Guiscard, 1060’ların sonunda, Sicilya’nın tamamını ele geçirdi ve İtalya’dan askeri birlikler getirerek, Normanlar Sicilya’da kalıcı bir güç haline geldiler. Davetli Papa IX. Gregorius’un müdahalesiyle, Normanların 1091 yılında burada gerçekleştirdiği son büyük mücadeleyi, Müslümanlar kaybetti. Normanlar, Hauteville hanedanı altında Sicilya Krallığı’nı yöneterek, Normanlar için Sicilya’da önemli bir yer haline geldi.
Robert Guiscard’ın Sicilya’nın Fethi
Robert Guiscard Norman komutanıdır ve 1060’larda Sicilya Krallığı’nın tamamını ele geçirmiştir. İlk olarak, 1059’da Güney İtalya’yı fethetti ve ardından Sicilya’ya hücum etti. 1060 yılında Syracuse kalesini kuşattı ve kazanarak, Adası ele geçirdi. Adada hâkim olan Arap ve Bizanslılara karşı zafer kazandı ve böylece önemli bir dönüm noktası oluştu. Normanlar, Sicilya’yı fethederek düzeni sağladılar ve Hauteville Hanedanı yönetimiyle ada da yerleşik düzeni sağlandı.
Hauteville Hanedanlığı Dönemi
Hauteville Hanedanlığı dönemi, Normanların Sicilya Krallığı üzerindeki etkisinin yoğun olduğu bir dönemdir. Normanlar, Sicilya’yı istila ettikten sonra yerleşik düzen kurmuşlar ve Hauteville hanedanı altında Sicilya Krallığı’nı yönetmişlerdir. Bu dönem boyunca Norman yöneticiler, kendi geleneklerini ve dinlerini de koruyarak, yerel kültür ve halkla kaynaşmışlardır. Krallık içindeki barışın ve istikrarın sağlanması, özellikle Hauteville hanedanı döneminde birçok fayda sağlamıştır.
Norman hakimiyeti altındaki Sicilya Krallığı, birçok kültürel ve sanatsal etkinliğe ev sahipliği yapmıştır. Bölgedeki Moğol istilası, Hauteville döneminde önemli bir dönüm noktası olmuştur ve Norman yöneticileri, kültürel ve bilimsel gelişimi desteklemek için birçok büyük yenilik yapmışlardır. Kiliseler, üniversiteler ve diğer önemli yapılar inşa edilmiştir. Bunun yanı sıra, Sicilya çok sayıda şair, sanatçı ve düşünür yetiştirmiştir.
Hauteville hanedanı dönemi boyunca, Sicilya Krallığı, kültür, ticaret ve bilim alanında büyük bir gelişme yaşamıştır. Bu dönemde, Sicilya İtalya Yarımadası’ndaki diğer bölgelerle de ticari bağları güçlendirmiş ve ekonomik olarak büyük bir güç haline gelmiştir.
Roger II Dönemi
Roger II, Norman Krallığı’nın Sicilya Krallığı’na evrilmesinden sonra Sicilya’nın altın çağına öncülük etti. 1130’da kraliyet tacını aldıktan sonra, güçlü bir donanma ve askeri güç inşa etti. İlk yıllarını, Sicilya’nın güneyindeki taşra bölgelerinde isyanları bastırmakla geçirdi. Ancak daha sonra, İtalya’da güçlü bir varlığa sahip olan Pisans ve Cenova’ya karşı deniz savaşlarında zafer kazandı ve Sicilya Krallığı’nın Kuzey Afrika’daki Fas ve Tunus bölgelerine yayılmasını sağladı. Roger II ayrıca, palaces, kiliseler ve sarayları da dahil olmak üzere, özellikle Sicilya’nın başkenti Palermo’da, mimari ve sanat alanındaki ilerlemelere cesaret verdi.
Bu dönemde, Robert de Molesme tarafından kurulan ve yoksulluğa karşı mücadele etmeyi amaçlayan mendikant bir tarikat olan Karmelitler de Sicilya’ya geldi. Roger, Karmelitlerin faaliyetlerine cömertçe destek verdi ve 1154’te Palermo’da bir manastır kurmaları için izin verdi. Roger II’ye ithafen, İtalyan şairi Dante Alighieri, onu “Trinacria’nın güçlü hakimi” olarak anar.
Sicilya Krallığı’nın Altın Çağı
Sicilya Krallığı’nın Altın Çağı, sanat, mimari, edebiyat ve bilim alanındaki gelişimine verilen önemle birlikte 12. yüzyıl olarak bilinir. Normanlar döneminde başlayan bu dönem, 1130 yılında Sicilya Kralı Roger II tarafından taç giymesinin ardından yükselişe geçti. Roger II, krallığın gelişimi için önemli adımlar attı. Ülkenin en büyük mimari projeleri olan Monreale ve Palermo Katedrali’nin inşası da bu döneme rastlar. Sicilya’nın dört bir yanındaki saraylar, kiliseler ve katedrallerdeki süsleme işlerindeki ustalık, Orta Çağ Avrupa’sında benzersiz kabul edilir. Bu dönemde, Sicilya’da edebiyat ve bilim de büyük gelişme gösterdi. Baybars’ın hukuk kitabı, İbn-i Sina’nın tıp kitapları ve diğer bilimsel yazarlar eserlerini bu dönemde Sicilya’da yazdı.
Swabian Hanedanlığı Dönemi
Swabia Hanedanlığı, 1194 yılında Sicilya Krallığı’nı ele geçirdi. Bu dönemde Ada’da Alman etkisi gözlemlendi. Swabialı kral Conrad doğuştan Alman olduğu için, Sicilya’da birçok Alman kökenliye güç verdi. Kraliyet mahkemesi de Alman etkisi altındaydı. Ayrıca, Swabialılar, Sarazen denilen Müslümanların varlığına son vermek için sertçe mücadele ettiler. Swabia Dönemi, Hauteville hanedanlığı döneminin sona ermesine yol açmıştır. Bu dönem ayrıca Sicilya Krallığı’nın yönetim yapısında bazı değişikliklere neden oldu.
Angevin Hanedanlığı Dönemi
1266 yılında Fransa’nın Angevin hanedanlığı, Sicilya Krallığı’na egemen olmuştur. Angevinler, Sicilya Krallığı’nı Normanların yerine yönetmeye başlamışlardır. Bu dönemde Sicilya Krallığı’nın sınırları, İtalya’ya doğru genişlemiş ve blokajı atlatarak daha büyük bir güç haline gelmiştir. Ancak, Angevinler Sicilya’daki halkla olan ilişkilerinde başarısız oldular ve halkın isyanlarına katlanmak zorunda kaldılar. 1282 yılında, Vesper Savaşı’nın patlak vermesiyle, halk Fransız hâkimiyetine karşı ayaklandı ve Sicilya Krallığı bağımsızlığını yeniden kazandı.
Angevin Hanedanlığı’nın Sicilya’ya hakimiyeti özellikle Palermo’da mimari ve sanat alanında ilerlemeye yol açtı. Bu dönemde inşa edilen kiliseler ve diğer yapılar, Gotik stilin en iyi örneklerinden biridir. Ayrıca dönemin önemli yazar ve şairleri, Sicilya’nın sanat ve kültür hayatına önemli katkılarda bulundular.
- 1266 yılında Angevin Hanedanı, Sicilya Krallığı’nı ele geçirdi.
- Angevinler, Sicilya Krallığı’nın sınırlarını İtalya’ya doğru genişletti.
- Palermo’da mimari ve sanat alanında ilerlemeler kaydedildi.
- Dönemin yazar ve şairleri, Sicilya kültür hayatına önemli katkılarda bulundular.
- 1282 yılında, Vesper Savaşı’nın patlak vermesiyle, Sicilyalılar bağımsızlıklarını kazandılar.
Vesper Savaşı
Vesper Savaşı, Sicilya tarihinin en önemli olaylarından biridir. 1282 yılında Sicilyalılar, Fransız hâkimiyeti altındaki krallıklara karşı isyan ettikleri savaşa vermişlerdir. Bu savaşın sebebi, Fransız yönetiminin Sicilya’ya getirdiği ağır vergiler ve baskı politikalarıdır. Sicilyalılar, soygun ve tecavüz gibi ve bazı tutumlarının kabul edilemez olduğunu düşünerek, Vespri Siciliani olarak bilinen ayaklanmaya başladılar. Bu ayaklanmanın liderleri, Palermo’daki Latin hükümdarı Jaime ile kız kardeşi Violante’nin Kerrar ve Pisa’da katledilmesinden sonra Sicilyalılar tarafından seçildi. Vesper Savaşı, Sicilyalıların zaferiyle sonuçlanmış, bu da yüzyıllarca süren Fransız hâkimiyetine son vermiştir.
Palermo Parlamentosu
Sicilya Krallığı’nın Ortaçağ tarihinde en önemli yerlerden biri Palermo Parlamentosu’dur. 1412 yılında kurulan bu parlamento, Sicilya Kralı’nın yetkilerini sınırlandırmak için oluşturulmuştur. Parlamento, farklı sınıflardan temsilcileri içeriyordu ve üyeleri kral tarafından atandı. Sicilya Krallığı’nın İtalya Krallığı ile birleşmesi sonrasında da bu parlamento faaliyetlerine devam etmiştir.
Palermo Parlamentosu, tarihte önemli bir dönüm noktasıdır çünkü İtalyan tarihinin ilk parlamentolarından biridir. Parlamento, Avrupa’da yaygın olan Meclis tipi yönetim şeklini Sicilya’ya getirmiştir. Ayrıca kralların yetkilerini sınırlayan anayasal bir yapıya sahip olması, demokrasi açısından da önem taşımaktadır.
Palermo Parlamentosu ayrıca birçok önemli kararın alındığı bir merkezdi. Örneğin, parlamento üyeleri, Sahte Davut adı verilen bir komployu ortaya çıkardılar ve bu sayede krallığın içindeki yolsuzluklarla mücadele ettiler. Aynı zamanda parlamento, Sicilya Krallığı’nın İspanyol hakimiyetinden kurtulması için de önemli bir rol oynamıştır.
Genel olarak Palermo Parlamentosu, Sicilya krallarının yetkilerini sınırlandırarak, Sicilya Krallığı’nın tarihinde önemli bir yer edinmiştir. Parlamento, Sicilyalıların demokratik değerlere olan inancını gösterirken, Avrupa tarihinin de ilerlemesinde önemli bir rol oynamıştır.