Prag’ın Ortaçağ Tarihi

Orta Çağ’da, o dönemdeki Avrupa’nın en önemli merkezlerinden birisi olan Prag, tarihi ve kültürel açıdan oldukça zengin bir şehir haline geldi. Prag’ın Ortaçağ tarihi, 9. yüzyıla kadar uzanmaktadır ve şehrin tarihi binaları, kiliseleri, kaleleri ve köprüleri, geçmişte yaşanan olaylarla birlikte bugün hala ziyaretçilerin ilgisini çeken güzelliklerin başında gelmektedir. Prag Kalesi, Karluv Köprüsü, St. Vitus Katedrali ve Eski Kent Meydanı gibi önemli yapılar, Ortaçağ dönemine ait mimari özellikleri ve tarihi hikayeleri ile yüzlerce yıldır insanları kendine çekmekte ve birçok turistin ziyaret ettiği yerler arasında yer almaktadır.

Prag Kalesi

Prag Kalesi, Orta Çağ döneminde inşa edilmiş ve bugün UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alıyor. Kraliyet ailesinin ikametgahı olarak kullanılan kale, aynı zamanda birçok önemli tarihi olaya da tanıklık etmiştir. Kale kompleksinde Kraliyet Sarayı, Aziz Vitus Katedrali ve bazı önemli müzeler bulunmaktadır. Prag Kalesi, mimari açıdan Orta Çağ ve Rönesans dönemlerinin özelliklerini taşımaktadır.

Kale, gotik stilde birçok önemli yapıyı barındırmaktadır. Bunların arasında Aziz Vitus Katedrali, Kraliyet Sarayı, Aziz George Bazilikası ve Dalibor Kulesi yer almaktadır. Ayrıca, kale içinde bulunan Altın Şeritli Salon, kraliyet taçları ve mücevherleri gibi önemli tarihi nesneleri içermektedir. Prag Kalesi’nin ziyaret edilmesi gereken en ilginç yerlerinden biri de 30 metre derinliğinde yer alan Hazine Kalesi’dir.

  • Kalenin yapımına IX. yüzyılda başlandı ve bu süreç, yüzyıllar boyu devam etti.
  • Prag Kalesi, 1135 yılında büyük bir yangın geçirdi ve yeniden inşa edildi.
  • Kale, II. Dünya Savaşı’nda Nazi işgalinden kurtarıldı ve ardından restore edildi.

Prag Kalesi’nin tarihi ve mimari özellikleri, ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. Kale, Prag’ı ziyaret edenlerin mutlaka görmesi gereken yerler arasında yer almaktadır.

Karluv Köprüsü

Karluv Köprüsü, 14. yüzyılın başlarında Charles IV tarafından yaptırılmıştır. Köprünün yapımının temel amacı, Prag Kalesi’ni şehir merkezine bağlamak ve Vltava Nehri’ni geçmekti. Geçmişte sadece yürüyüş ve at sırtında geçilebilen köprü, günümüzde turistlerin yoğun ilgisi nedeniyle yaya trafiğine kapalı bir alandır. Köprünün tasarımındaki büyük kemerler, dini inancın ve mimari hassasiyetin paylaşıldığı zamanda yapılmış bir eseri yansıtır. Karluv Köprüsü, Avrupa kıtasındaki en eski taş köprüleri arasındadır ve Orta Çağ dönemine ışık tutan tarihi bir yapıdır.

Köprü Üzerindeki Heykeller

Köprü üzerinde bulunan heykeller, Karluv Köprüsü’nün en dikkat çekici özelliklerinden biridir. Toplam 30 heykel bulunan köprü, çeşitli figürleri ve simgesel anlamları barındırır. Bunların arasında en bilineni, kocaman bir karga tutan bir adam olan ve John of Nepomuk olarak bilinen heykeldir. John, köprüden Moldau Nehri’ne atıldığı için şehit olmuştur ve bu nedenle heykeli Prag’da dini bir simge olarak kabul edilir. Bunun yanı sıra, köprü üzerinde Svetovid ve Charles IV gibi önemli figürlerin heykelleri de bulunmaktadır. Svetovid heykeli, Slav mitolojisinde önemli bir tanrı figürüdür ve karşı konulamaz güç simgesidir. Charles IV heykeli ise Bohemya ve Moravya Kralı ve Prag İmparatorluğu’nun kurucularından biridir. Bu heykellerin hepsi, köprünün tarihi ve kültürel önemini yansıtır.

Svetovid Heykeli

Svetovid heykeli, Prag Kalesi’nin en önemli sembollerinden biridir. Heykel, Slav mitolojisinde önemli bir yere sahip olan Svetovid’in tasvirini yapar. Svetovid, savaş, zanaat ve doğurganlık tanrısı olarak kabul edilir.

Heykelin üzerinde Svetovid’in 4 farklı yüzü tasvir edilir. Bu yüzlerden biri, savaşa hazırlandığını anımsatırken diğer yüzü, bereket ve zenginlik getiren bir tarım tanrısı olarak tasvir edilir. Heykelin bir diğer yüzü de doğurganlık ve bereketin tanrısı olarak kabul edilen Sventovit’i anımsatır. Son olarak heykelin bir yüzünde de ölüm ve korkunun ön planda olduğu bir tasvir yer alır.

Svetovid heykeli, Çekler için önemli bir sembol olarak kabul edilir ve Prag Kalesi’nin meşhur turistik noktalarından biri olarak bilinir.

Charles IV Heykeli

Charles IV, Çek Cumhuriyeti tarihinin en etkili liderlerinden biridir. Onun heykeli, Karluv Köprüsü’nün yanındaki bir bölgede bulunmaktadır. Heykel, Charles IV’nin Cesky Krumlov’daki İmparatorluk Sarayı’ndaki küçük çizimlerinden oluşturulmuştur. Bu heykel, turistler tarafından en çok ziyaret edilen yerlerden biridir. Charles IV, kendisi ünlü bir manevi lider olarak kabul edilir ve Prag’ın tarihinde önemli bir figürdür. Heykeli, Prag’ın güzel tarihini keşfetmek isteyen herkes için ziyaret edilmesi gereken bir yerdir.

Eski Kent Meydanı

Eski Kent Meydanı, Prag’ın tarihi merkezinde yer alan önemli bir alan olarak bilinir. Meydan, Orta Çağ’da şehir hayatının kalbiydi ve hala günümüzde turistlerin büyük ilgisini çekiyor. Meydanda, gotik mimarinin en güzel örneklerinden bazıları bulunur, özellikle Tyn Kilisesi ile çevrilidir. Ayrıca, yerel restoranlar ve kafelerin yanı sıra hediyelik eşya mağazaları da vardır. Meydanın tarihi, 10. yüzyıla kadar uzanır ve dönemsel olarak birçok değişiklik görmüştür. Tarihi yapıları arasında Aziz Mikuláš Kilisesi ve Eski Belediye Binası da bulunur. Meydan, Prag’ın kalbinde olması nedeniyle, tatillerde ve özel günlerde kutlamaların merkezi haline gelir.

St. Vitus Katedrali

St. Vitus Katedrali, Prag’ın en ünlü yapısıdır. Gotik mimari stili ile inşa edilmiştir ve 600 yıl boyunca inşa edilmiştir. Katedralin inşaatına 14. yüzyılda başlandı ancak inşaatı 19. yüzyılda tamamlandı. Katedral içinde yer alan heykeller, mozaikler ve vitraylar, Gotik sanatın en güzel örneklerindendir. Katedralin önemli bölümleri arasında kraliyet mağarası, Wenceslas şapeli, St. Vitus şapeli ve St. Wenceslas şapeli yer almaktadır. Katedralin diğer dikkat çeken bazı özellikleri arasında girişte yer alan ünlü Rosenbergs Kapısı, Katedral’in kuzey duvarındaki astronomik saat ve 19. yüzyılda inşa edilen güzel vitraylar yer almaktadır. St. Vitus Katedrali, Prag gezisi sırasında mutlaka ziyaret etmeniz gereken önemli bir turistik yerdir.

Katedralin Gotik Özellikleri

St. Vitus Katedrali, Gotik mimari üslubunun en güzel örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir. Katedralin yüksek kuleleri, ince sivri kemerleri ve dikkat çekici vitrayları, Gotik tarzın karakteristik özelliklerini yansıtmaktadır. Yapının inşaatı 14. yüzyılda başlamış ve 20. yüzyılda tamamlanmıştır. Katedralin içindeki dikdörtgen pencereleri ve yüksek kemerli tonozları, Gotik mimarinin diğer önemli özelliklerini temsil etmektedir. Yapının detayları her biri itinayla yapılmış oymalarla süslenmiştir. Katedral, Gotik mimarinin gelişiminde önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir ve dünya çapında turistlerin ziyaret ettiği önemli bir turistik yerdir.

Katedralin Sanat Eserleri

St. Vitus Katedrali, üstün mimarisi ve sanat eserleriyle ziyaretçilerini büyülüyor. Katedral içindeki sanat eserleri, özellikle de vitrayları ve pencereleri, Gotik döneme ait ve tamamlanması yıllarca sürmüştür. Katedralin ana kapısı üzerindeki bronz kaplamalar birçok tarihi sahneyi tasvir ederken, içerideki şapel ve narteksler de dikkat çekiyor. Katedralin içindeki en büyük şapel olan Wenceslas Şapeli, yüksek tavanı ve altın varak süslemeleriyle dikkat çekiyor. Şapelin içinde, Aziz Wenceslas’ın mezarı da bulunmaktadır. Katedral içindeki diğer önemli eserler ise 14. yüzyıldan kalma Aziz Vitus şarnırının yanı sıra St. John Nepomuk’un kafatası ve St. Vilém’in resimleri bulunmaktadır.

Yorum yapın